Yönetilemeyen İletişim Krizinin Faturası, Oyuncuya Kesildi

Ersan Kınık Geçtiğimiz günlerde Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, Ekol TV’de katıldığı bir programda yaptığı açıklamalar, 2024 Yaz Olimpiyatları döneminde ortaya çıkan “lobicilik” iddialarına yanıt verdi. Herkes muhakkak..

Yönetilemeyen İletişim Krizinin Faturası, Oyuncuya Kesildi
Yayınlanma: Güncelleme:

Ersan Kınık

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, Ekol TV’de katıldığı bir programda yaptığı açıklamalar, 2024 Yaz Olimpiyatları döneminde ortaya çıkan “lobicilik” iddialarına yanıt verdi.

Herkes muhakkak biliyordur ancak bilmeyen okurlarımız olabileceği varsayımıyla konuyu kısaca hatırlatacak olursak; 2024 Paris Olimpiyatları döneminde milli smaçör Tuğba Şenoğlu, A Milli Kadın Voleybol Takımıyla birlikte Olimpiyat Köyü’ne götürüldü. Bir diğer milli smaçör İlkin Aydın ise geçirmiş olduğu talihsiz sakatlık nedeniyle 8 Temmuz’da açıklanan kadroda yer almasa da takımla birlikte Paris’e götürülmüştü.

Ancak maçlara üç gün kala, 23 Temmuz’da kadro değişikliğine gidilerek Tuğba Şenoğlu kadrodan çıkarılmış ve İlkin Aydın kadroya dahil edilmişti.

Söz konusu değişikliğin ardından sosyal medya çalkalanmış, özellikle İlkin Aydın’ın Galatasaray’ın oyuncusu olması nedeniyle “lobicilik” dedikoduları kısa sürede alıp başını gitmişti. (İlkin Aydın, milli takımdaki tek Galatasaraylı voleybolcuydu)

Olay, sosyal medyada Tuğba-İlkin fanatizmini her geçen gün tırmandırırken, resmi kanallardan ilk açıklama, söz konusu değişiklikten tam 5 gün sonra TVF Başkanı Mehmet Akif Üstündağ’dan gelmişti. Üstündağ kadro değişikliğine ilişkin tartışmalara şöyle yanıt vermişti:

“Buradan 1 kişinin eleneceği malumdu ve yapıcılık değil de yıkıcılık için baya ilgilenenleri de görüyoruz. O konuda burada çok da dikkate almıyoruz biz işimize bakıyoruz. Eleştiriye açığız. Eleştiri olabilir ama bugün bu evlatların aylardır, yıllardır bu mücadeleyi verip burada bu anı yaşamak ve ülkesini sevindirmek için mücadele eden evlatlarıma ve ekibime hiç kimsenin niye eleştiri yapıyor demeyiz ama hakaret etmelerine karşı geliriz. Maç öncesi de yapacaklarsa şahsıma yapsınlar ama evlatlarımı rahat bıraksınlar. Biz burada sadece maçlara konsantreyiz. Müsabakalar oynayacağız.

Hangi oyuncu çıktı hangi oyuncu girdi buna teknik kadro karar verir. Bunu izahatına da gerek yoktur. Diğer taraftan baktığımız bu sene ilk uygulanan sistemde 12+1 oldu. Maç maç düşünebiliriz. Bize sunulan şartları en iyisini takıma faydalı olacak şekilde staff yoğun gayret seyrediyor. Sadece Türk Milli Takımı ile ilgilenen bir koçumuz var. Koç  geçen yıldan beri takımla birlikte. Buraya gelirken de 14 kişi gelip 1 kişinin eleneceği de belliydi. Teknik kadronun tercihiydi. Her ülkede bu değişiklikler olabilir ama ne hikmetse biz buraya Olimpiyat müsabakalarına geldik. Çok da anlamış değilim neden ne için böyle bir saldırıya maruz kalıyor bu takım. Müsaade edin bu takım buraya Olimpiyatlara gelmiş.”

Zaten fanatizme bu denli açık olan bir alanda, ilk açıklamanın olaydan 5 gün sonra gelmesi tartışmaların hararetini durdurmaya yetmedi ve geldiğimiz noktada, İlkin Aydın’a yönelik sosyal medyada başlayan siber zorbalık aradan 6 ay geçmesine rağmen hala devam ediyor.

İşin trajik tarafı ise; bunu kasıtlı olarak yapanları bir kenara koyuyoruz zaten, lobicilik iddialarına gerçekten inandığı için (özellikle voleybolla ilgilenmeyen rakip takım taraftarları) sürdüren insanların azımsanamayacak kadar çok olması ne yazık ki.

HATANIN FATURASI OYUNCUYA KESİLDİ

Peki burada yetkili kurumun yani Türkiye Voleybol Federasyonu’nun hiç mi hatası ve sorumluluğu yok? Sayın Mehmet Akif Üstündağ’ın geçtiğimiz günlerde Ekol TV’de yaptığı açıklamalara göre öyleymiş. Federasyonun bu konuyla ilgili hatası yok. Hatta ortaya çıkan iletişim krizinin sorumlusu Tuğba Şenoğlu’ymuş.

İlkin Aydın’ın, sakatlığını atlatması ve maçlara hazır olması durumunda kadroya alınacağı net bir şekilde kamuoyu ile paylaşılsa ve “Sakatlığı bulunan İlkin Aydın kadroda yer almamış olmakla birlikte Paris’te takımla birlikte çalışmalarına devam etmektedir. Maçlara hazır olması durumunda nihai kadroda yer alacak olup, mevcut listede yer alan bir smaçörümüz kadrodan çıkartılacaktır” denilse ortada ne kriz olacak ne tartışma ne kırgınlık ne de başka bir şey.

Hadi bu ihtimal atlandı, öngörülemedi (ki bu bile başlı başına Türkiye’de taraftar tipolojisinin analiz edilemediği anlamına gelir) kadro değişikliğinin yaşandığı gün sıcağı sıcağına kamuoyunu tatmin edici resmi açıklama yapılsa mevzu bu noktalara gelmeyecekti ancak bunların hiçbirisi ne yazık ki yapılmadı.

Voleybol artık 2021’den önceki dar bir kesime hitap eden spor değil Türkiye’de. Düzenli takip etsin ya da etmesin voleybol artık bu ülkede milyonlara hitap eden bir branş. Dolayısıyla futboldaki, basketboldaki taraftar fanatizminin voleybola da sıçraması kaçınılmaz bir şey.

Bu hata 2021 yılında Tokyo’da yapılsa anlayışla karşılanabilir, beklenmedik ve hızlı bir büyüme olmasından dolayı federasyonun iletişimcileri bu olayı atlamış denilebilirdi. Ama 2024 yılında böyle bir hata yapmaya lüksü yok kimsenin.

Gelelim yeniden 19 Ocak’taki Ekol TV programına. TVF Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, Ekol TV’de yayınlanan Setenay Cankat’ın sunuculuğunu yaptığı “Dış Saha” programına konuk oldu.

Akif Başkan genel olarak voleyboldaki başarılarımızdan, erkek voleybolunda gelinen seviyeden, kadın voleybolunda çıtayı ne kadar yüksek seviyelere çıkardığımızdan bahsetti. Ancak konu döndü dolaştı ve kaçınılmaz bir şekilde İlkin Aydın – Tuğba Şenoğlu mevzusuna geldi.

Sosyal medyada bazı yorumlar gördüm, 6 ay sonra neden bu konuyu konuştuğuna dair Üstündağ’a yönelik eleştirilerde bulunulmuş ancak bunları doğru bulmadığımı da ifade etmek isterim. Nihayetinde konuyu durup dururken Üstündağ açmıyor, meslektaşımızın sorusu üzerine Üstündağ konuya cevap veriyor.

Ancak benim anladığım kadarıyla böyle bir soruyla karşı karşıya kalınacağı düşünülüp önceden hazırlanılmamış.

“TUĞBA ÇIKIP KONUŞSA BUNLAR OLMAYACAKTI”

Başkan Üstündağ, söz konusu olayın lobicilik olamayacağını net bir şekilde dile getirse de olayların bu raddeye gelmesinde federasyonun İLETİŞİM yönetimini yapamamasıyla ilgili bir özeleştiri vermek bir yana dursun, topu Tuğba Şenoğlu’nun kucağına şu sözlerle bıraktı:

“Çok gereksiz bir fanatizm lobisi oluştu, asıl lobi orada oluştu. Eğer Tuğba evladım çıkıp da orada bu tür söylemlerin asla doğru olmadığını, takım arkadaşlarımın yanındayım dese bunlar olmayacaktı”

Şimdi gerçekten olayların bu raddeye gelmesindeki tek sorumlu Tuğba Şenoğlu mu oldu? Olayın başından sonuna kadar bir basın açıklaması, kamuoyu bilgilendirmesi yapmayan federasyonun hiç hatası yok ancak kadrodan çıkarılan Tuğba Şenoğlu’nun mu hatası var?

Akif Başkan, programdaki konuşmasında aslında ısrarla üstüne basa basa “Biz başarıya odaklanmıştık bu konular bizi de çok etkilemedi” diyor ancak federasyonun ilgilenmediği, açıklama yapmaya gerek bile duymadığı konuda Tuğba Şenoğlu’nun açıklama yapmaması hata olarak lanse ediliyor hem de olayın üzerinden aylar geçmesine rağmen.

Hakikaten hayretler içerisinde dinlediğim bir açıklama oldu. Bir oyuncu, yönetilemeyen iletişim krizi yüzünden aylardır sosyal medyada siber zorbalığın hedefi haline geliyor, bu krizin faturası ise diğer oyuncuya kesiliyor. Konuda hatası olmayan tek kurum ise Türkiye Voleybol Federasyonu. Federasyon artık sadece bu konu özelinde değil, genel olarak eleştiri konusu haline gelen başka konularda da açıklama yapma kültürünü kendisine kazandırması lazım.

Mesela Sultanlar Ligi’nde bazı önemli derbiler neden saat 13.00’te oynatılır? Maçlar neden aynı güne sıkıştırılır? Bunun gibi nedeni herkesçe merak edilen konular da bir cevaba muhtaç diye düşünüyorum.

NOVARA-KUZEYBORU MAÇI NEDEN YAYINLANMADI?

Mesela benzer bir iletişim problemine de daha yeni, Çarşamba günü rastladık. Öncelikle Kuzeyboru ekibine sonsuz tebriklerimi sunuyorum göstermiş oldukları mücadeleden, Anadolu’nun göbeğinde voleybola yaptıkları yatırımdan ve başarılarından dolayı.

9 Ocak’ta İtalya ekibi Novara, Aksaray’da Kuzeyboru ile CEV Kupası play-off turu ilk maçında karşı karşıya geldi. Taraflı tarafsız herkesin gönüllerini fetheden Kuzeyboru ile adeta herkese milli maç havasında bir seyir zevki yaşattı ve karşılaşmadan da 3-1’lik galibiyetle ayrıldı.

Maçın öncesinde ise müsabakanın yayınlanıp yayınlanmayacağına ilişkin bir belirsizlik mevcuttu. Yayın haklarıyla ilgili problemler giderilmiş ve yoğun taraftar baskısının ortaya çıkmasıyla birlikte nihayet TRT’den bir açıklama gelmiş ve maçın Tabii platformunda yayınlanacağı bildirilmişti. (Belki de söz konusu talep bu denli yüksek sesle dile getirilmeseydi yayınlanmayacaktı bile)

Ancak gelelim 22 Ocak’ta İtalya’da oynanan rövanş karşılaşmasına. Maçın İtalya’da herhangi bir yayıncı tarafından yayınlanmayacağı öğrenildi. CEV de yanılmıyorsam CEV Cup’ta çeyrek finalden önceki maçları yayınlamıyor. Yayınla ilgili binlerce merak ve soru işareti mevcut, herkes yana yakıla maçı izleyip izleyemeyeceğini merak ediyor ama usulen de olsa federasyondan bir cevap yok.

Federasyonun bu yayınla ilgili sorumluluğu ve yetkisi vardır demiyorum ancak en azından konuya ilişkin kısacık bir bilgilendirme yazısı geçilse de insanlar en azından cevabını öğrense ama o da yok.

KUZEYBORU GURURLANDIRDI, YAYIN KRİZİ UTANDIRDI

Daha sonra beklenen müjdeli haber kulübün kendisinden geldi ve Kuzeyboru Spor Kulübü, sosyal medya hesabından yaptığı duyuruyla X ve Instagram hesapları üzerinden Novara maçını canlı olarak yayınlayacaklarını açıkladı fakat günün ilerleyen saatlerinde maç yayınının “Yetkili kurumlardan olumlu bir dönüş yapılmaması nedeniyle” iptal olduğu bildirildi.

CEVABA MUHTAÇ SORULAR

Şimdi bu noktada olumlu geri dönüş yapmayan yetkili kurumlar kimlerdir?

Eğer CEV ise; CEV ve TVF arasında bu maçın yayınıyla ilgili öncesinde bir protokol yapılamaz mıydı?

İlk maçı yayınlayabilen TRT’nin bu maçı yayınlamasının önündeki engel neydi? (Eğer yayın hakkı varsa gidecek kendi yayın araçlarıyla İtalya’daki maçtan da yayın yapacak, masrafların boyutu vatandaşı alakadar etmez onu da TRT yönetimi düşünecek)

Gelinen noktada tarihinde ilk kez Avrupa kupalarında ülkemizi temsil eden Kuzeyboru, çeyrek final yolundaki kritik karşılaşmada seyircisiyle buluşamadı. En son gördüğüm, Instagram’da bir menajerlik şirketi, altın sette cep telefonundan canlı yayın açmış insanlar da oradan maçı takip etmeye çalışıyordu.

Bu şekilde olmaz, olmamalı.

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.